Top
+90 (212) 465 79 50
Yargıtay Kararları Işığında Usulsüz Tebligat Örnekleri

Yargıtay Kararları Işığında Usulsüz Tebligat Örnekleri

04 Ağustos 2023

1. TEBLİĞ İMKANSIZLIĞI VE TEBELLÜĞDEN İMTİNA: Kendisine tebligat yapılacak kimse adreste bulunamaz ya da tebellüğden imtina ederse tebligat, o yerin muhtarına yapılır, 2 nolu form bina kapısına yapıştırılır ve en yakın komşusuna/ yöneticiye/ kapıcıya da bildirilir. Tebligatların usulsüzlüğü genellikle Tebligat Kanunu 21/1. maddesi ile yönetmeliğin 30/1. maddesine aykırılıktan kaynaklanmakta olup bu maddeler uyarınca muhatap adreste bulunmaz ise, adreste bulunmama nedeninin yönetmelikte belirtilen kişilerden beyanının alınması, beyanda bulunan kişinin mutlaka adı ve soyadının ve sıfatının tebligat parçasına yazılması gerekir. Aksi halde yapılan tebliğ işlemi geçersiz olur. Örneğin Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 22.02.2018 T., 2018/742 E., 2018/1844 K. sayılı kararında ödeme emrinin, tebliğ memuru tarafından muhatabın adreste bulunmama sebebinin, adresinden geçici mi yoksa sürekli mi ayrıldığının, tevziat saatlerinden sonra adresine dönüp dönmeyeceğinin, dönecekse ne zaman döneceğinin tevsik edilmeden ve bilgisine başvurulan kişinin anılan durumdan net olarak bilgisinin olup olmadığını sorgulamadan, yapılan açıklama ile yetinilerek muhtara tebliğ edilmesini usulsüz tebliğ olarak kabul etmiştir. Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 17.02.2020 T., 2020/825 E., 2020/1370 K. sayılı kararında ise “muhatabın o anda adres dışında olduğu bilgisini veren ve haber verilen komşunun adı ve soyadının tebliğ mazbatasında mevcut olmamasını” Tebligat Kanunu 21/1. madde gereğince usulsüz tebliğ olarak kabul etmiştir.

2. AYNI KONUTTA OTURAN KİŞİLERE VEYA HİZMETÇİYE TEBLİGAT: 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 16. maddesi ile Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 25. maddesi uyarınca “Kendisine tebligat yapılacak şahıs adresinde bulunmazsa tebliğ kendisi ile aynı konutta oturan kişilere veya hizmetçilerinden birine yapılır.Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 14.10.2014 T., 2014/19749 E., 2014/23677 K. sayılı kararında; muhatabın adreste bulunup bulunmadığı tespit edilmeksizin eşine yapılan tebliği usulsüz tebliğ olarak kabul etmiştir.

3. YAŞ VE EHLİYET ŞARTI: Tebligat Kanunu 20. madde uyarınca muhatap yerine tebligat yapılacak kişinin görünüşüne nazaran on sekiz yaşından aşağı olmaması ve bariz bir ehliyetsizliğinin bulunmaması gerekmektedir. Yargıtay 21. Hukuk Dairesi’nin 30.06.2020 T., 2019/3083 E., 2020/3000 K. sayılı kararında “tebligatı alanın tebligat evrakında görünüş itibariyle on sekiz yaşından aşağı olmadığı kaydının yazılmadığı yine muhatap ile aynı çatı altında birlikte oturduklarına dair delil ve kaydın bulunmadığı anlaşıldığından” yapılan tebligat geçersiz sayılmıştır.

4. TÜZEL KİŞİLERİN MEMUR VE MÜSTAHDEMLERİNE TEBLİGAT: Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 21. maddesi uyarınca “Tüzel kişiler adına tebligatı almaya yetkili kişiler, herhangi bir sebeple mutat iş saatlerinde işyerinde bulunmamaları veya o sırada evrakı bizzat alamayacak bir halde olmaları durumunda tebliğ, tüzel kişinin o yerdeki sürekli çalışan memur veya müstahdemlerinden birine yapılır.” 7201 sayılı Tebligat Kanunun 17. maddesi ve yönetmelikte yazılı olduğu üzere muhatabın tebliğ sırasında orada bulunmadığı saptanmadan anılan maddeye göre tebligat yapılamaz. Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 03.06.2013 T., 2013/14002 E., 2013/20506 K. sayılı kararında da “… borçlu şirkete satış ilanı tebligatı şirket bekçisi M.Ç. imzasına tebliğ edilmiş ise de, yönetmeliğin 21. Maddesinde belirtildiği şekilde, evrakı almaya yetkili bir kişinin olup olmadığı araştırılmaksızın ve yetkili kişi yok ise bu husus tebliğ evrakına şerh edilmeksizin tebliğ işlemi gerçekleştiğinden yapılan tebligat usulsüzdür.” denilmektedir.

5. TEBELLÜĞ EDİLECEK ŞAHSIN HASIM OLMASI: Tebligat Kanununun 39. maddesi uyarınca, kendisine tebliğ yapılması caiz olan kimselerin o davada hasım olarak ilgileri bulunması halinde muhatap namına kendilerine tebligat yapılamaz. Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 15.04.2019 T., 2019/5077 E., 2019/6288 K. sayılı kararı da bu yönde olup “somut olayda, kıymet takdir raporu ve satış ilanı şirket yetkilisine tebliğ edilmiş olup, borçlu şirket adına tebligatı alan şirket yetkilisinin aynı icra takibinde borçlu olması nedeniyle kendisine yapılan tebligat, hasma tebliğ yasağına ilişkin Tebligat Kanunu’nun 39. maddesi hükmüne aykırı olduğundan usulsüzdür.” denilmektedir.

6. ASKERİ ŞAHISLARA TEBLİGAT: Tebligat Kanunu’nun 14. maddesi uyarınca, “Astsubaylar hariç olmak üzere erata yapılacak tebliğler, kıta kumandanı ve müessese amiri gibi en yakın üste yapılır. Yukarıdaki fıkrada yazılı olanların haricindeki askeri şahıslara birlik veya müessesede tebligat yapılması icabeden ahvalde, tebliğin yapılmasını nöbetçi amiri veya subayı temin eder.Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin 12.09.2013 T., 2013/10152 E., 2013/12327 K. sayılı kararında da “dava dilekçesinin davalıya ‘muhatap askerde olduğundan sürekli birlikte oturan annesi … imzasına tebliğ edildi’ şerhi ile tebliğ edildiği, yine hükmün de aynı şerh ile davalıya tebliğ edildiği anlaşılmaktadır. Dava dilekçesinin tebliğ edildiği tarihte davalının asker olduğu anlaşılmaktadır. Asker kişilere tebligatın ne şekilde yapılacağı Tebligat Kanunu 14. maddesi ve Tüzüğün 19. maddesinde gösterilmiştir. Dava dilekçesi ve duruşma günü davalının annesine tebliğ edilmiştir. Yapılan tebligat bu haliyle geçersizdir. Bu nedenle dava dilekçesi ve duruşma gününü bildiren tebligatın adı geçen davalının askeri birliğine usulüne uygun şekilde tebliğ edilmesinden sonra işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, savunma hakkı kısıtlanarak yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olmuştur.” denilmektedir.

7. TUTUKLU VE HÜKÜMLÜLERE TEBLİGAT: Tebligat Kanunu’nun 19. maddesi ve yönetmeliğin 28. maddesi uyarınca, tutuklu ve hükümlülere ait cezaevi adresine çıkarılan tebligatın bizzat kendilerine yapılması gerekmekte olup bu tebligatın yapılmasını cezaevi veya müessese müdürünün, bunlar yoksa idare eden memurun temin etmesi gerekir. Ancak bir yıl veya daha fazla hürriyeti bağlayıcı ceza ile mahkum olanlara tebligat yönetmeliğin 19. maddesi uyarınca hükümlünün yasal temsilcisine (vasisine) yapılması gerekmektedir. Bu sebeple hükümlünün vesayet altına alınıp alınmadığı araştırılarak vesayet altına alınmış ise tebligatın vasisine yapılması, vesayet altına alınmamış ise vesayet altına alınması yönündeki hukuki sürecin tamamlanmasından sonra usulüne uygun olarak vasiye tebliğ yapılması gerekmektedir. Bu süreçler tamamlanmadan örneğin tutuklunun Mernis adresine yapılan tebligat usulsüzdür.

8. VEKİLE TEBLİGAT: Vekil vasıtasıyla takip edilen işlerde tebligatın usulüne uygun olması için vekile yapılması gerekmektedir. “7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 11., Avukatlık Kanunu’nun 41. ve HUMK 62., 68.maddeleri gereğince vekil ile takip edilen işlerde tebligatın vekile yapılması zorunludur. Satış ilanının vekil yerine asile tebliği usulsüz olup, bu husus başlı başına ihalenin feshi sebebidir.” (Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 10.07.2012 T., 2012/8760 E., 2012/24211 K. sayılı kararı)

9. BELLİ BİR YERDE VEYA EVDE MESLEK VE SANAT İCRASI:7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 17. maddesine göre, belli bir yerde devamlı olarak meslek veya sanatını icra edenlere yapılacak tebliğlerde önce muhatabın aranılması, onun bulunamaması halinde aynı yerdeki daimi memur veya müstahdemlerinden birisine tebligat yapılması gereklidir. Somut olayda, muhatap tevziat saatinde iş takibinde olduğundan, aynı adreste yetkili ….. imzasına tebligat yapılmış ise de, baro tarafından düzenlenen belgeden tebliğ alan stajyer avukatın tebliğ tarihinde işbu dosyada vekil olmayan başka bir avukat gözetiminde staj yaptığı anlaşılmıştır. Tebligat yapılan kişi daimi çalışan olmadığı gibi tebligat mazbatasına dair daimi çalışan ibaresinin yazılmadığı anlaşıldığından tebligat usulsüzdür.” (Yargıtay 5. Hukuk Dairesi’nin 21.11.2019 T., 2018/11061 E., 2019/18709 K. sayılı kararı)

 

 

 

Sinem Çiftci

  

 

KAYNAKÇA:

  • 7201 sayılı Tebligat Kanunu
  • Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmelik
  • Yargıtay 12.Hukuk Dairesi’nin 10.07.2012 T., 2012/8760 E., 2012/24211 K. sayılı kararı
  • Yargıtay 5. Hukuk Dairesi’nin 21.11.2019 T., 2018/11061 E., 2019/18709 K. sayılı kararı
  • Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 14.10.2014 T., 2014/19749 E., 2014/23677 K. sayılı kararı
  • Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 03.06.2013 T., 2013/14002 E., 2013/20506 K. sayılı kararı
  • Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 15.04.2019 T., 2019/5077 E., 2019/6288 K. sayılı kararı
  • Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 22.02.2018 T., 2018/742 E., 2018/1844 K. sayılı kararı
  • Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 17.02.2020 T., 2020/825 E., 2020/1370 K. sayılı kararı
  • Yargıtay 21. Hukuk Dairesi’nin 30.06.2020 T., 2019/3083 E., 2020/3000 K. sayılı kararı
  • Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin 12.09.2013 T., 2013/10152 E., 2013/12327 K. sayılı kararı

Danışma Hattı : +90 (212) 465 79 50