Top
+90 (212) 465 79 50
Türkiye' de Milletlerarası Tahkim ve Türleri

Türkiye' de Milletlerarası Tahkim ve Türleri

04 Şubat 2025

Günümüzde, dünya genelinde yargı yetkisini haiz bir Uluslararası Ticaret Mahkemesi bulunmamaktadır. Bu eksiklik Uluslararası Tahkim yoluyla kapatılmaya çalışılmaktadır. Uluslararası ticari ve ekonomik sözleşmelerden doğan uyuşmazlıkların büyük çoğunluğu tahkim yoluyla çözümlenmektedir.

1. Türkiye’de Milletlerarası Tahkim

Türk Hukuku’nda 2001 yılından önce milletlerarası tahkime ilişkin genel bir düzenlemenin olmaması nedeniyle doğan boşluk, 4686 sayılı Milletlerarası Tahkim Kanunu ile doldurulmuştur. Bu Kanunda milletlerarası tahkime ilişkin usul ve esaslar düzenlenmiştir.

Tahkim anlaşması, tarafların, sözleşmeden kaynaklansın veya kaynaklanmasın aralarında mevcut bir hukuki ilişkiden doğmuş veya doğabilecek uyuşmazlıkların tümünün veya bazılarının tahkim yoluyla çözülmesi konusunda yaptıkları anlaşmadır. (Milletlerarası Tahkim Kanunu m.4) Bu hükümden çıkan sonuca göre,  taraflar arasındaki sözleşmeden kaynaklı uyuşmazlıklarda olduğu gibi haksız fiilden veya kanundan kaynaklanan hukuki ilişkilerden doğabilecek uyuşmazlıklar hakkında da tahkime başvurulabilir. Böylece taraflar, aralarında çıkmış ya da çıkabilecek uyuşmazlıkların, devlet yargısı yerine hakemler tarafından çözülmesi konusunda anlaşmaktadırlar.

Tahkim anlaşması asıl sözleşmeye konan tahkim şartı veya ayrı bir sözleşme ile yazılı şekilde yapılmalıdır. Yazılı şekil geçerlilik şartıdır. Bu şartın sağlandığının kabulü için, tahkim anlaşmasının taraflarca imzalanmış yazılı bir belgeye veya taraflar arasında teati edilen mektup, telgraf, teleks, faks gibi bir iletişim aracına veya elektronik ortama geçirilmiş olması ya da dava dilekçesinde yazılı bir tahkim anlaşmasının varlığının iddia edilmesine davalının verdiği cevap dilekçesinde itiraz edilmemiş olmalıdır. Asıl sözleşmenin bir parçası haline getirilmek amacıyla tahkim şartı içeren bir belgeye yollama yapılması halinde de geçerli bir tahkim anlaşması yapılmış sayılır.(MTK m.4/2)

Bu Kanun, yabancılık unsuru taşıyan ve tahkim yerinin Türkiye olarak belirlendiği veya bu Kanun hükümlerinin taraflar ya da hakem veya hakem kurulunca seçildiği uyuşmazlıklar hakkında uygulanır. Ancak, Türkiye’de bulunan taşınmaz mallar üzerindeki ayni haklara ilişkin uyuşmazlıklara ve iki tarafın iradelerine tabi olmayan uyuşmazlıklarda, taraflar bu yönde anlaşma yapmış olsalar dahi bu Kanun uygulanamaz.(MTK m.1/4)

4686 sayılı Kanunun uygulama alanına girmesi için uyuşmazlığın hangi durumda yabancılık unsuru taşıyacağı Kanunun 2.maddesinde sayılmıştır. Buna göre:

1. Tahkim anlaşmasının taraflarının yerleşim yeri, olağan oturma yerlerinin veya iş yerlerinin ayrı devletlerde bulunması

2. Tarafların yerleşim yeri veya olağan oturma yerinin ya da iş yerlerinin;

        a)Tahkim anlaşmasında belirtilen veya bu anlaşmaya dayanarak tespit edilen hallerde tahkim yerinden,

        b)Asıl sözleşmeden doğan yükümlülüklerin önemli bir bölümünün ifa edileceği yerden veya uyuşmazlık konusunun en çok bağlantılı olduğu yerden,  başka bir devlette bulunması

3. Tahkim anlaşmasının dayanağını oluşturan asıl sözleşmeye taraf olan şirket ortaklarından en az birinin yabancı sermayeyi teşvik mevzuatına göre yabancı sermaye getirmiş olması veya bu sözleşmenin uygulanabilmesi için yurt dışından sermaye sağlaması amacı ile kredi ve/veya güvence sözleşmeleri yapılmasının gerekli olması

4. Tahkim anlaşmasının dayanağını oluşturan asıl sözleşme veya hukuki ilişkinin bir ülkeden diğerine sermaye veya mal geçişini sağlaması, (4686 sayılı Milletlerarası Tahkim Kanunu m.2)

Hallerinde uyuşmazlığın yabancılık unsuru taşıyacağı kabul edilmiştir.

Bu maddede sayılan, uyuşmazlığın yabancılık unsuru taşıması için alternatif olarak mevcudiyeti gerekli hallerden biri mevcut olduğu takdirde, tahkim yerinin Türkiye’de olup olmamasına bakılmaksızın, uyuşmazlığın çözümü Milletlerarası Tahkim Kanununun uygulama alanına girecektir.[1]

Tahkim anlaşmasının konusunu oluşturan uyuşmazlıkları bu Kanunun 7.maddesine göre belirlenecek olan hakem veya hakemler kurulu çözüme kavuşturur. Ancak tahkim anlaşması ile Mahkemelerin yetkisi kaldırılmış olmadığından, tahkim anlaşmasının konusunu oluşturan bir uyuşmazlıkta dava mahkemede açılmışsa; karşı taraf, tahkim itirazında bulunabilir. Tahkim itirazı ilk itiraz olarak ileri sürülmelidir. Tahkim itirazının kabulü halinde mahkeme davayı usulden reddeder.(MTK m.5)

Taraflar hakem veya hakem kurulunun uygulayacağı yargılama kurallarını, bu Kanunun emredici hükümleri saklı kalmak kaydıyla serbestçe kararlaştırabilir, ya da bir kanuna, milletlerarası veya kurumsal tahkim kurallarına yollama yaparak belirleyebilirler. Taraflar arasında böyle bir anlaşma yoksa hakem veya hakem kurulu, tahkim yargılamasını bu Kanun hükümlerine göre yürütür.(MTK m.8) Hakem veya hakem kurulu, taraflar arasındaki sözleşme hükümlerine ve onların uyuşmazlığın esasına uygulanmak üzere seçtikleri hukuk kurallarına göre karar verir. Sözleşme hükümlerinin yorumunda ve tamamlanmasında bu hukuka ilişkin ticarî örf ve âdetler ile ticarî teamüller de göz önüne alınır. Belirli bir devletin hukukunun seçilmiş olması, aksi belirtilmedikçe, o devletin kanunlar ihtilâfı kurallarının veya usul kurallarının değil, doğrudan doğruya maddî hukukunun seçilmiş olduğu anlamına gelir. Tarafların uyuşmazlığın esasına uygulanacak hukuk kurallarını kararlaştırmamış olmaları hâlinde, hakem veya hakem kurulu, uyuşmazlık ile en yakın bağlantı içinde olduğu sonucuna vardığı devletin maddî hukuk kurallarına göre karar verir. Hakem veya hakem kurulu, ancak tarafların açıkça yetkili kılmış olmaları şartıyla hakkaniyet ve nesafet kurallarına göre veya dostane aracı olarak karar verebilir. (MTK m.12) Tarafların esasa uygulanacak hukuku seçme serbestisinin sınırları, bir yandan taraflarca seçilen hukukun emredici kamu hukuku kuralları ile sözleşmenin tabi kılındığı hukukun kamun düzeni ve milletlerarası kamu düzenidir.[2]

Tahkim yargılaması, nihai hakem kararının verilmesi veya davalının itirazı üzerine hakem veya hakem kurulunun uyuşmazlığın kesin olarak çözümünde davalının hukuki yararı bulunduğunu kabul etmesi hali hariç, davacı davasını geri alırsa, taraflar yargılamanın sona erdirilmesi konusunda anlaşırlarsa, hakem veya hakem kurulu, başka bir sebeple yargılamanın sürdürülmesini gereksiz veya imkansız bulursa, tahkim süresinin uzatılmasına ilişkin talep reddedilirse, taraflarca kararlaştırılmış olmasına rağmen hakem kurulunun oy birliği ile karar vermemesi söz konusu olursa, taraf olma niteliği kaybedilirse, tahkim giderleri için avans yatırılmamışsa,  sona erer.(MTK m.13)

Nihai hakem kararına karşı 4686 sayılı Kanunun 15. Maddesindeki esaslara göre, yetkili asliye hukuk mahkemesinin bulunduğu yer yönünden yetkili bölge adliye mahkemesinde, yalnızca iptal davası açılabilir.

Hakem veya hakem kurulunun yetkisi de yargılamanın sona ermesiyle ortadan kalkar.

2. Milletlerarası Tahkimin Yapısal Olarak Ayrımı

Taraflar, yukarıda açıklanan esaslara göre tahkim anlaşmasını yaparken yapısal olarak iki farklı tahkim türüyle karşılaşırlar ve bir seçim yaparlar. Bu tahkim türleri, ad hoc (arızi) tahkim ve kurumsal tahkimdir.

a) Ad Hoc (Arızi) Tahkim: Bu tahkim türünde tahkim yargılamasının tamamı veya bir kısmı, tarafların atıfta bulunduğu belli kural ve yasalara göre yahut tarafların kaleme aldığı kurallara göre hakemler tarafından yürütülür. Taraflar bu konuda isteğe bağlı olarak UNCITRAL tarafından hazırlanan tahkim kurallarına atıf yaparak bu tahkim kurallarını da kullanabilir. [3] UNCITRAL tahkim kurallarının 1. Maddesine göre “ Taraflar,  sözleşmesel olsun olmasın, belirli bir hukuki ilişki bakımından aralarındaki bir uyuşmazlığın UNCITRAL Tahkim Kurallarına göre çözüme bağlanacağını kararlaştırmış bulunuyorlarsa, söz konusu uyuşmazlıklar, taraflarca kabul edilecek değişikliklere bağlı olarak işbu kurallara göre çözümlenir.”

Kurumsal tahkim merkezlerinin tahkim prosedürleri üzerindeki bürokratik denetimden duyulan endişeler veya bu tür kurumların “uluslararası sermaye”nin bir manivelası olduğu yönündeki anlayışlar ad hoc tahkimi daha güvenli bir yol olarak görmeye sebep olmaktadır.[4]

b) Kurumsal Tahkim (Daimi Hakem Mahkemeleri): Bu tahkim türünde taraflar, aralarındaki hukuki ilişkiden doğmuş veya doğabilecek olan uyuşmazlıkların çözümü için tahkim yargılamasının organizasyonunu bir tahkim kurumuna bırakırlar. Tahkim kurumlarının uyuşmazlığı çözmek için uygulayacağı usul ve kurallar önceden bellidir. Uluslararası ticaret camiası da bu usul ve kuralları bildiğinden dolayı bu yolu tercih edebilmektedirler. Ayrıca, kurumsal tahkim merkezlerinin bir kısmının, mesleki ve sektörel oda veya birliklere bağlı olması sebebiyle, uluslararası ticaret uygulayıcıları bu oda veya birliklerin prestijinden yararlanmak amacıyla da kurumsal tahkimi tercih etmektedir. Günümüzde tahkim kurumlarının bir kısmı doğrudan özel kişilerce yerel hukukun temelleri üzerine kurulmuşken bazıları devletler arasında akdedilen anlaşmalarla oluşturulan örgütler tarafından, bazıları anlaşmalar aracılığıyla devletler veya özel kişiler tarafından kurulmuş, bir kısmı da ulusal düzeyde oluşturulan ticaret ve sanayi odaları, üniversiteler, merkezler veya enstitüler tarafından kurulmuş, bir kısmı da muayyen sektörlerde faaliyet icra eden meslek veya sektör mensuplarınca kurulmuştur.[5]

3. Sonuç

Türkiye’de milletlerarası tahkime ilişkin oluşan boşluk 2001 yılında yürürlüğe giren, 4686 sayılı Milletlerarası Tahkim Kanunu ile doldurulmuştur. Bu Kanunda milletlerarası tahkime ilişkin usul ve esaslar düzenlenmiştir.

Taraflar, uluslararası ticari ve ekonomik sözleşmelerden doğan uyuşmazlıkları, uluslararası bir ticaret mahkemesi olmadığından ötürü uluslararası tahkim yoluyla çözmeye çalışmaktadırlar. Uluslararası tahkim yolları da yapısal olarak ad hoc tahkim ve kurumsal tahkim olarak ikiye ayrılmaktadır. Ad hoc tahkim yukarıda açıklanan nedenlerle daha çok tercih edilmektedir.

 

Zeynep Sude Sağlık

 

                                                        KAYNAKÇA

  1. Kalpsüz Turgut, Türkiye’de Milletlerarası Tahkim, Cilt 2.Bası, Yetkin Yayıncılık Ankara 2010, s.18
  2. Kalpsüz Turgut, Türkiye’de Milletlerarası Tahkim, Cilt 2.Bası, Yetkin Yayıncılık Ankara 2010, s.97-98
  3. ilsaedergi.com/milletlerarası-tahkimin-yapisal-ayrimi-ad-hoc-tahkim-ve-kurumsal-tahkim/
  4. Şanlı Cemal, Uluslararası Ticari Akitlerin Hazırlanması ve Uyuşmazlıkların Çözüm Yolları, Cilt 7.Bası, Beta Yayıncılık İstanbul 2019, s.383-884
  5. Şanlı Cemal, Uluslararası Ticari Akitlerin Hazırlanması ve Uyuşmazlıkların Çözüm Yoları, Cilt 7.Bası, Beta Yayıncılık İstanbul 2019, s.384-389

 

Danışma Hattı : +90 (212) 465 79 50