Top
+90 (212) 465 79 50
İstirdat Davası ve Şartları

İstirdat Davası ve Şartları

16 Haziran 2023

Kendisine karşı ilamsız icra takibi yapılmış olan borçlu, ödeme emrine itiraz etmemiş veya itiraz etmiş olup da itirazının icra mahkemesince kaldırılmış olması nedeniyle kesinleşen icra takibine rağmen, borçlu olmadığı kanısında bulunabilir. Borçlu menfi tespit davası açmamış ve borcu cebri icra tehdidi altında ödemiş ise, ödemiş olduğu paranın kendisine geri verilmesi için alacaklıya karşı istirdat (geri alım) davası açabilir. [1]

İstirdat davası cebri icra tehdidi sonucunda sebepsiz olarak alındığı ileri sürülen paranın, alacaklıdan geri alınması için açılan bir eda davasıdır. İstirdat davasının amacı, sonuçlanmış olan bir icra takibinin maddi hukuka aykırı olan sonucunun iptal edilmesi ve maddi hukuk ile icra hukukunun şekli kuralları arasında uyum sağlamaktır.[2] Makalemiz de istirdat davasına ilişkin ayrıntılardan oluşmaktadır.

1. DAVA ŞARTLARI

İstirdat davasına ilişkin düzenlemeler 2004 sayılı İcra İflas Kanunu madde 72/ VI-VIII de bulunmaktadır. İlgili fıkralar şu şekildedir:

Borçlu, menfi tesbit davası zımmında tedbir kararı almamış ve borç da ödenmiş olursa, davaya istirdat davası olarak devam edilir.

Takibe itiraz etmemiş veya itirazının kaldırılmış olması yüzünden borçlu olmadığı bir parayı tamamen ödemek mecburiyetinde kalan şahıs, ödediği tarihten itibaren bir sene içinde, umumi hükümler dairesinde mahkemeye başvurarak paranın geriye alınmasını istiyebilir.

Menfi tesbit ve istirdat davaları, takibi yapan icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesinde açılabileceği gibi, davalının yerleşim yeri mahkemesinde de açılabilir. Davacı istirdat davasında yalnız paranın verilmesi lazım gelmediğini ispata mecburdur.” 

Belirtilen maddeye göre istirdat davasının açılması için gerekli şartlar şunlardır:

I. İadesi talep edilen paranın icra takibi sırasında ödenmiş olması gereklidir.

İstirdat davasının davacısı aleyhinde yapılan icra takibi sonucunda para borçlu veya onun adına 3.kişi tarafından icra dairesine ödenmiş ya da borçlunun malları haczedilip, satılması suretiyle para tahsil edilmiş olabilir.[3]

İstirdat davası açılabilmesi için paranın icra veznesine veya haricen alacaklıya ya da vekiline ödenmiş olması yeterlidir. İcra veznesine ödendi ise şayet paranın icra veznesine girmesi yeterli olup alacaklıya ödenmiş olması şart değildir.

II. Borcun cebri icra tehdidi altında ödenmesi gereklidir.

İcra dairesine yapılmış olan ödemenin borçlunun ödeme emrine itiraz etmesi veya itirazının kesin olarak kaldırılması nedeniyle kesinleşmiş olan icra takibi sonucunda söz konusu parayı nakit olarak ya da mallarının haczedilerek satılması sonucunda cebri icra tehdidi altında ödemek zorunda kalmış olması gerekmektedir.

Yargıtay genel haciz yolu ile ilamsız takipte itiraz süresi içinde borcu kabul ederek ödemede bulunan borçlunun daha sonra istirdat davası açamayacağını belirtmiştir.[4]

Borçlu hakkında kesinleşmiş olan takip, ilamlı ise; kural olarak kesinleşen bu takip sonucunda ödenen para hakkında istirdat davası açılamaz. Çünkü borçlunun itiraz etme hakkı varken yapmış olduğu ödeme, cebri icra tehdidi altında yapılmış bir ödeme sayılmaz.

III. Borçlu gerçek sorumlusu olmadığı bir borcu ödemiş olmalıdır.

Örneğin aleyhine icra takibi yapılmış ve kesinleşmiş olan borçlunun aslında alacaklıya borcunu daha önce ödenmiş olması, borç doğuran sözleşmenin feshedilmiş olması, sözleşmenin yanılma, aldatma, korku nedeniyle geçersiz olması, icra takibinin dayanağı bononun teminat bonosu olması vb.[5]

IV. Paranın geri istenebilmesi için söz konusu paranın maddi hukuk bakımından geri istenmesi mümkün olmalıdır.

Türk Borçlar Kanunu m.81 gereği hukuka veya ahlaka aykırı bir sonucun gerçekleşmesi amacıyla verilen şey geri istenemez. Örneğin kumar, bahis borçları, yetkili makamlarca izin verilmiş olmadıkça piyango ve şans oyunlarından doğan alacaklar için istirdat davası açılamaz.

2. DAVA AÇMA SÜRESİ

İcra İflas Kanunu’nun 72/7 maddesine göre takibe itiraz etmemiş veya itirazının kaldırılmış olması yüzünden borçlu olmadığı bir parayı tamamen ödemek mecburiyetinde kalan borçlu, ödediği tarihten itibaren bir sene içinde, dava açarak paranın geriye alınmasını isteyebilir. Bir yıllık dava açma süresi zamanaşımı değil hak düşürücü süredir. Hak düşürücü süre olmasından sebeple dava açma süresi mahkemece resen gözetilir.[6]

Uyuşmazlık konusu olan borç taksitle ödenmiş ise son taksitin ödenmesinden itibaren bir yıl içinde dava açılmalıdır.[7]

İşbu kanun maddesindeki bir yıllık dava açma süresini geçiren borçlu sebepsiz zenginleşme davası açabilir.

3. DAVA HAKKI VE İSPAT YÜKÜ

İstirdat davası sonuçlanmış icra takibinin borçlusu tarafından alacaklısına karşı açılmaktadır. İcra takibi konusu borç üçüncü kişi tarafından ödenmiş olsa bile davacı sıfatı borçluya aittir.[8]

İstirdat davası iki şekilde açılmaktadır. Birincisi, derdest bir menfi tespit davası sırasında, icra takibine konu alacak cebri icra tehdidi ile borçlu tarafından ödenirse, mahkeme yargılamaya istirdat davası olarak devam etmesi gerekmektedir. Bir başka anlatım ile menfi tespit davası, icra takibine konu borcun ödenmesi ile istirdat davasına dönüşmektedir. İkincisi ise borçlu icra takibine itiraz etmemiş, menfi tespit davası açmadan icra takibine konu borcu ödemiş ise istirdat davası açabilmektedir.       

İstirdat davasında ispat yükü kural olarak davacı durumunda olan borçluya düşmektedir. İşbu ispat yükü İcra İflas Kanunu m.72/8 de açıkça yer almaktadır:

-Davacı istirdat davasında yalnız paranın verilmesi lazım gelmediğini ispata mecburdur.

Bu durumda davacı borcu bulunmadığını, borcun hükümsüz olduğunu veyahut borcun sona erdiğini ispatlayacaktır. Alacaklının, alacağının varlığını ispatlama yükümlülüğü yoktur.

4. GÖREVLİ VE YETKİLİ MAHKEME

Görev yönünden;

  • İstirdat davaları, kanunda düzenlenen genel görev kurallarına göre açılmaktadır. Taraflar arasındaki hukuki uyuşmazlığın niteliğine göre istirdat davası Asliye Ticaret Mahkemesi, Sulh Hukuk Mahkemesi, Tüketici Mahkemesi vb. mahkemelerde açılmaktadır. Görev kamu düzeninden olup resen dikkate alınmaktadır.

Yetki yönünden;

  • İstirdat davası, icra takibini yapan icra dairesinin bulunduğu yerde açılabilir, ayrıca alacaklı-davalının yerleşim yeri mahkemesinde de açılabilir. Birden fazla alacaklı-davalı varsa herhangi birinin yerleşim yeri mahkemesinde de açılabilir. (HMK m.7/1) Burada seçimlik yetki kuralı bulunmaktadır.

5. SONUÇ

Sonuç olarak, istirdat davasının amacı borçlunun ödeme emrine itiraz etmemesi ya da edip de itirazının kaldırılmış olması sebebiyle cebri icra tehdidi altında ödemek zorunda kaldığı ve fakat gerçekte borçlu olmadığı bir paranın geri almasını sağlamaktadır. Yargılama usulü hakkında özel hüküm bulunmadığından genel hükümlere göre bakılmaktadır.

İstirdat davası sonucunda alınan ilam para alacağına ilişkin olduğundan kesinleşmeden icraya konulabilir. Buna karşılık menfi tespit davasından istirdat davasına dönüşmesi sonucunda kararlar ise kesinleşmedikçe icraya konulamaz. [9] İlamda yer alan eklentiler için de aynı kuralın uygulanması zorunludur. [10]

 

Leyla Sarı

 

KAYNAKÇA

[1] Kuru, Baki. İstinaf Sistemine Göre Yazılmış İcra ve İflas Hukuku. İstanbul: Legal Yayıncılık, 2016.

[2] Kuru, Baki. İcra ve İflas Hukuku. Ankara: Adalet Yayınevi, 2013.

[3] Yargıtay 19.HD. 2004/8007 E. 2005/2495 K. 10.03.2005 T.

[4] Hukuk Genel Kurulu 19-56/118 03.03.2004 T.

[5] Kuru, Baki. İcra ve İflas Hukuku. Ankara: Adalet Yayınevi, 2013.

[6] Yargıtay 19.HD. 2015/19402 E. 2015/7665 K. 25.05.2015 T.

[7] Yargıtay 19.HD 7512/4298 30.04.1997 T.

[8] Kuru, Baki. İcra ve İflas Hukuku. Ankara: Adalet Yayınevi, 2013.

[9] Hukuk Genel Kurulu 2018/8-55 E., 2020/130 K. 11.02.2020 T.

[10] Yargıtay 12. HD 2007/22781 E. 2007/681 K. 21.01.2008 T.

Danışma Hattı : +90 (212) 465 79 50