Top
+90 (212) 465 79 50
Boşanma Halinde Ziynet Eşyalarının Durumu

Boşanma Halinde Ziynet Eşyalarının Durumu

08 Ağustos 2023

Ziynet eşyası, altın, gümüş gibi kıymetli madenlerden yapılmış olup; insanlar tarafından takılan süs eşyası olarak tanımlanmaktadır. Yargıtay içtihatları ise; ziynet eşyasını, düğünde damada ve geline verilen hediyeler, süs eşyaları olarak tanımlamaktadır.

Kanunumuzda açıkça düğünde takılan takılar şu tarafa aittir gibi bir düzenleme mevcut değildir. Bu sebepledir ki uzun yıllar boyunca boşanma davalarında boşanmada ziynet eşyalarının kime ait olacağı sorusu tartışmalara yol açmıştır.

Önceden düğün sırasında takılan?ziynet?eşyaları, Yargıtay’ın içtihatları gereği kim tarafından, kime takılırsa takılsın, aksine bir anlaşma bulunmadıkça kadına bağışlanmış sayılır ve artık kadının kişisel malı sayılırdı. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun son içtihatları ile ise bu görüş değiştirilmiştir. Buna göre kadına takılan ziynet eşyalarının tümü kadına ait olup erkeğe takılan ziynet eşyalarından ‘kadına özgü olmayanlar’ erkeğe ait olacak, ‘kadına özgü olanlar’ ise kadına ait olacaktır.  Erkeğe takılan ziynet eşyaları kadına özgü nitelikte olsa bile (bilezik, kolye, küpe vb.) erkek eş, kadına özgü ziynet eşyalarının kadına ait olduğu konusunda “yerel adet olmadığını” ispatlarsa kadına özgü olan ziynet eşyaları da erkeğe verilir. Takılan ziynet eşyası erkek ve kadın tarafından kullanılabilen bir şey ise bu şey münhasıran kadına ait olmadığından erkeğe ait olacaktır.

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu?2017/1040 E., 2020/240 K. 04.03.2020 tarihli kararında:

“… Ziynet; altın, gümüş gibi kıymetli madenlerden yapılmış olup; insanlar tarafından takılan süs eşyası olarak tanımlanmaktadır. Ziynet eşyasını evlilik münasebetiyle gelin ve damada verilen hediyeler olarak tanımlamak mümkündür. Bu bağlamda bilezik, altın kelepçe, kolye, gerdanlık, takı seti, bileklik, saat, küpe ve yüzük gibi takılar, ziynet eşyası olarak kabul edilmektedir. Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde, kadına özgü?ziynet?eşyası niteliğindeki bilezik eşler arasında aksine bir anlaşma veya bu konuda yerel bir âdet bulunmadıkça evlilik sırasında kim tarafından hangi eşe takılmış olursa olsun kadın eşe bağışlanmış sayılır ve artık onun kişisel malı niteliğini kazanır. “

Ziynet alacağı, boşanma davası ile birlikte talep edilebilir veya boşanma davasının kesinleşmesinin akabinde ayrı bir dava açılarak istenebilir. Düğün takıları veya ziynet eşyaları elinden alınan taraf, mümkünse ziynet eşyalarının aynen iadesini, mümkün olmaması halinde bedelinin ödenmesine karar verilmesi talep etmelidir. Düğün takılarının aynen iadesi veya iadesi mümkün değilse bedelinin ödenmesi talebi, boşanmanın eki niteliğinde olmayan bağımsız bir taleptir. Bu nedenle, boşanma davasında ziynet eşyaları talep edildiğinde, bu taleple ilgili ayrıca nispi harç ödenmelidir. Ayrıca belirtmek gerekir ki anlaşmalı boşanma davasında taraflar, altın alacağı konusunu da anlaşmalı boşanma protokolüne bağlayarak serbestçe sonuçlandırabilirler.

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2015/4638 K.  Sayılı kararında:

“Davacı; dava dilekçesinde boşanmanın yanı sıra ziynet eşyası alacağı talebinde de bulunmuştur. Dava açılırken alınan başvuru harcı, dava dilekçesindeki isteklerin tümünü kapsar. Davacının ziynet alacağı talebi boşanmanın eki niteliğinde olmayıp ayrıca nispi harca tabidir. Bu talep sebebiyle davanın açılması esnasında nispi harç alınmadığı gibi bu eksiklik yargılama sırasında da giderilmemiştir. Nispi harç tamamlattırılmadan müteakip işlemler yapılamaz. O halde, talep edilen ziynetlerin bedeli üzerinden nispi harcın peşin kısmının yatırılması için davacıya usulüne uygun olarak süre verilmeli, (Harçlar Kanunu madde 30-32) harç noksanlığı giderildiği takdirde, bu talebin esası incelenmeli ve hasıl olacak sonuca göre karar verilmelidir. “

Ziynet alacağı davasını görmekle görevli mahkeme Aile Mahkemesidir. Yetkili mahkeme ise, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’ndaki genel yetki kuralına göre; davalının yerleşim yeri mahkemesidir. Ancak ziynet eşyası davası boşanma davası ile birlikte açılırsa o halde boşanma davasında yetkili olarak belirlenen mahkemeler de işbu davanın açılmasında yetkili sayılır. Buna göre, ziynet alacağı davasına bakacak mahkeme, eşlerden birinin ikametgâh yeri aile mahkemesi veya eşlerin son altı aydır birlikte oturdukları yer aile mahkemesidir.

Davaya konu edilen ziynetler düğünde takılan ziynetler değilse yani eşlerin daha sonra birikim ve yatırım amacıyla satın aldıkları altınlar ise bu altınlar “ziynet eşyalarının iadesi davası” ile değil ancak “mal paylaşım davası” ile talep edilebilecektir.

TMK m.6. hükmü uyarınca; ispat yükü hayatın olağan akışına aykırı durumu iddia eden ya da savunmada bulunan kimseye düşer. Ziynet eşyası davasında delil olarak tanık beyanları, yemin, bilirkişi raporu, CD, video görüntüleri, fotoğraf ve benzeri şeyler gösterilebilir.

Ziynet eşyaları kişisel mal olarak kabul edildiğinden mal tasfiyesine dahil edilmez. Kadının düğün takılarını erkek eşten talep etme hakkı her zaman vardır. Yalnızca geri iade edilmemek koşulu ile verdiği durumlarda düğün takılarını erkek eşten talep edemez. Geri verilmemek üzere verildiğini ispatlama yükü erkeğe aittir.

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, 2004/4-249 E., 2004/247 K.

“Yerleşmiş Yargıtay kararlarında da belirtildiği gibi, evlilik sırasında kadına takılan ziynet eşyaları kim tarafından alınmış olursa olsun ona bağışlanmış sayılır, ona iadesi gerekir. Ancak, ziynet eşyalarının iade edilmemek üzere kocaya verildiğinin, kadının isteği ve onayı ile ziynet eşyalarının bozdurulup ev ihtiyaçları için harcandığının davalı yanca kanıtlanması halinde koca ziynet eşyalarını iadeden kurtulur. Davada, davacıya ait olduğu anlaşılan dava konusu altınların evliliğin devamı sırasında davalı tarafından bozdurularak ev ihtiyacı için harcandığı davalı yanca kabul edilmiştir, davalı, kadının kendi rızası ile ziynet eşyalarını verdiğini kanıtlayamadığından dava konusu ziynet eşyalarını davacıya iade ile mükelleftir.”

Boşanma dava dilekçesi ile talep edilmeyen ziynet eşyaları, ıslah dilekçesi verilmek suretiyle talep edilemez. Bu durumda, ıslah yerine ziynet eşyaları için ek dava açılarak açılan davanın boşanma davası ile birleştirilmesi istenmelidir.

Ziynet eşyalarının bedeli talep edilmesi halinde bu talep 10 yıllık zamanaşımı süresi içinde talep etmelidir ve bu zamanaşımı süresi boşanma davasının kesinleşmesinden itibaren başlar.

Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2011/5634 K. sayılı ilamında;

“Eşya davası bu anlamda bir istihkak davası olmakla istem dava konusu eşyaların; aynen iadesi, olmadığı takdirde dava tarihindeki bedelinin verilmesi şeklinde gerçekleşmektedir. Dava konusu eşyaların mevcut olduğu tespit edilmiş ise uyuşmazlık mülkiyet hakkına dayandığından olayda zamanaşımı söz konusu olamaz. Dava konusu eşyaların var olduğu tespit edilemez ise istem tazminata ilişkin olduğundan Borçlar Kanununun belirlenen on yıllık zamanaşımı süresinin uygulanması ve karı koca arasındaki davalarda Borçlar Kanunu’nun dikkate alınması gerekir.”

Ayrıca belirtmek gerekir ki Yargıtay kararlarında da içtihat haline geldiği üzere;

-Tüp bebek tedavisi için harcanan ziynetin kadına iadesi gerekmektedir.

-Ziynetin balayı, düğün, kına için harcanması durumunda dahi kadından onay ve rıza alındığının, kadının ziyneti geri almamak üzere bağışladığının erkek tarafından ispat edilmesi gerekir.

 

 

 

Pınar Öksüz

 

 

 

 

KAYNAKÇA

1-DURAL, ÖĞÜZ, GÜMÜŞ, Türk Özel Hukuku Cilt III, Aile Hukuku, Filiz Kitapevi, İstanbul, 2016

2-Yargıtay Hukuk Genel Kurulu?2017/1040 E., 2020/240 K.

3-Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2015/4638 K.

4-Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, 2004/4-249 E., 2004/247 K.

5-Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2011/5634 K.

Danışma Hattı : +90 (212) 465 79 50