Top
+90 (212) 465 79 50
Hayvan Haklarına Genel Bir Bakış

Hayvan Haklarına Genel Bir Bakış

23 Eylül 2022

Hukuk sistemleri, insanlar tarafından toplumsal yaşamı düzenlemek ve denetlemek için yaratılmıştır. Türk hukuk sisteminde insan dışında kalan her şey eşya kabul edilmiştir. Bir şeyin eşya kabul edilebilmesi için ekonomik değer taşıması ve insana hizmet etmesi gerekir. Bu tanımlar kapsamında hukuk sistemi hayvanı mal olarak kabul etmektedir.

Bunun bir diğer örneği ise yüzyıllar boyunca siyahların kişi değil, mal olarak kabul edilmiş olmasıdır. Günümüzde hayvanların mal statüsünde oluşundan onlara gerçekten bir hak tanınmadığını, yalnızca insanlar üzerinden hukuk sistemimizde yer aldıklarını görüyoruz.

Hayvanlara özel tanınmış olan yaşama hakkı ve işkence görmeme hakkını da içeren birtakım evrensel bildirgeler yayınlanmıştır. Kanun üzerinde hayvana sağlanan haklar ile insana sağlanan haklar arasında bu kadar fazla fark oluşmasının sebebi olarak bilinen insan ile hayvan arasındaki fiziksel, biyolojik ve psikolojik farklar aslında tahmin edilenden daha azdır. Hayvan ile aramızdaki tek kesin fark tür farkıdır. Yukarıda örneği verilen siyahilerin farklı bir ırka sahip olması insan köleliğine veya kadın ve erkek arasındaki cinsiyet farkı, kadınların erkeklerin himayesi atlına alınması için yeterli bir gerekçe değildir. Aynı şekilde, hayvan ile insan arasındaki tür farkı da hayvanı mal statüsüne koymak için yeterli bir ölçüt olamaz.

İnsanların hayvanlar üzerinde mülkiyet hakkı ve zilyetlik sağlamaları mümkündür. Örneğin toplumda evcil hayvan olarak beslenen kedi, köpek ve diğer bazı hayvanlar yaşam hakkı, eziyet görmeme hakkı ve iyi bakılma hakkına sahip iken inek, koyun ve kuzu gibi diğer hayvanlar için bu haklar söz konusu olmamaktadır. Bu tür hayvanların mal sayılması nedeniyle zarar görmeleri halinde sahipleri,  uğramış oldukları ekonomik kayıp nedeniyle malvarlığı aleyhine işlenen suçlardan dolayı şikayetçi olabilmektedir. Sahipli bir hayvana verilen zarar sebebiyle kişi zarar verene karşı dava açabilmektedir. Hayvana zarar verilmiş olsa dahi kişi bu davayı hayvanı adına değil, kendi adına açabilmektedir. Bu hak ancak sahipli hayvanlar için geçerlidir, çünkü sahipsiz hayvanlar için aynı haklar mevcut değildir. Bu hayvanlar sahipli hayvanlara nazaran farklı bir muameleye tabi olmuşlardır. Sahipsiz bir hayvanın yakalanması, işkence görmesi veya öldürülmesi halinde bu hayvan adına bir insan tarafından dava açılması veya hakkının savunulması söz konusu değildir.

Sahipli veya sahipsiz hayvanlarla ilgili suçlarda korunan hukuki yarar o hayvana ait değil, hayvanın malikine, zilyedine ait olarak şekillenmiştir. Nitekim TCK 151/2 uyarınca mala zarar verme suçu altında yer alan Haklı bir neden olmaksızın sahipli hayvanı öldüren, işe yaramayacak hale getiren veya değerinin azalmasına neden olan kişi mağdurun şikayeti üzerine dört aydan üç yıla kadar hapis cezası veya adli para cezası ile cezalandırılır.” maddesinden anlaşılacağı üzerine hayvanların aleyhine işlenen suçlar adı altına incelenmemesi haricinde hayvan sahibinin uğramış olduğu zarar dolayısıyla yargılamanın gerçekleşeceğinden bahsetmektedir. Ancak bu madde kabul tarihi 9/7/2021 olan Hayvanları Koruma Kanunu ile Türk Ceza Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun madde 17 uyarınca kaldırılmıştır.

2004 yılında yürürlüğe giren 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu hayvan hakları ihlallerine ilişkin olup yaptırım bakımından yetersiz sayılmasından dolayı değişiklik yapılması uzun yıllar hayvan hakları savunucuları tarafından talep edilmiştir. 9 Temmuz 2021 tarihinde Hayvanları Koruma Kanunu ile Türk Ceza Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde kabul edilmiştir. Resmi Gazetede ise 14 Temmuz 2021 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Yapılan en büyük değişiklik hayvanlara karşı işlenen suçlar kapsamında Kabahatler Kanununca idari para cezası uygulamasının Türk Ceza Kanunu kapsamına alınması ile olmuştur.

Bir başka değişiklik ise ev hayvanına yapılan işkence veya kötü muamelede bulunan veya nesli yok olma tehlikesi altında bulunan hayvanları öldürenlere karşı hapis cezasının getirilmesi olmuştur. Fakat görüldüğü üzere işkence edilen hayvan bir evcil hayvan değilse aynı cezaya tabi olmayacaktır. Yapılan kanun değişikliği kapsamında gerçekleşen olumlu gelişme caydırıcılığı sağlamak açısından hapis cezasının öngörülüp, idari para cezalarının arttırılmasıdır.

Değişiklik öncesi 5199 sayılı Kanunun 22’nci maddesinin başlığı “Hayvanat bahçeleri ve doğal yaşam parkları” şeklinde değiştirilmiştir. Aynı zamanda Gerçek veya tüzel kişiler, hayvanların etolojisine ve habitatına uygun, serbest dolaşımlarına imkan sağlayan doğal yaşam parkları kurabilir.” fıkrası eklenmiştir. Yapılan bu tarz bir değişiklik doğal yaşamda hayatını sürdürme hakkına sahip olması gereken hayvanların bu hakkını kısıtlamaya devam edecektir. Çünkü bu hayvanları doğal habitatından ayırmak sadece insanların ekonomik çıkarları üzerine fayda sağlayacaktır. Dolayısıyla bu madde başlığı doğal yaşam parkı adı altında kurulması ve çalışma usul ve esası belirtildiği üzere Bakanlıkça çıkarılacak yönetmelikle belirlenecektir. Aynı zamanda 5199 sayılı Kanuna ek madde eklenmiştir. Bu madde ise kara ve su sirkleri ile yunus parklarının kurulmasının yasak olması ile ilgilidir. Bu madde kapsamında eksilen hayvan sayısını arttırmama veya tamamlamama, yeni bir şube açmama, Bakanlık izni olmadan işletme hakkının devredilemez olmasına ilişkindir. Ancak bu madde kapsamında da hayvanların etolojisine uygun faaliyetine ilişkin denetimi Bakanlık tarafından belirlenecektir. Dolayısıyla bu kararın ihlali halinde de sadece para cezası verilecektir.

Örneğin Hindistan’da, ülkedeki tüm yunus parklarının kapatılması kararı Hindistan Hükümeti tarafından 2013 yılında kabul edilmiştir. Yani Hindistan’da hayvana verilen önem pratiğe yansımıştır.

İnsanların hayvan hakları ile ilgili öncelikli olarak bilgilendirilmeli ve bununla kalmayıp harekete de geçilmelidir. Ancak eski yıllardan kalan bir yaşam tarzından vazgeçilmesi bunun en zorlu kısmıdır. İnsanların hayvanlardan daha üstün olduğu statüyü kaybetme düşüncesi ile hayvanın temel haklarının kabul edilmesi ile onu sömürmeyi güçleştireceğinden, bu hakları savunmak üzere harekete geçmeyi aksatmaktadır. İnsan ile hayvan arasındaki farkın niteliği, hayvanları mal statüsünde kabul ederek sömürmemiz ve öldürmemiz için elverişlilik sağlamamaktadır. Hayvan hakları için de benimsenmesi gereken görüş; onlarla paylaştığımız bu dünyada onlara da özgürce yaşayabilme hakkı verip, duyuramadıkları seslerini Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde oluşturulacak bir komisyon ile duyurmalarına müsaade etmektir.

 

 

Zeynep Özden

 

 

 

Kaynakça

  1. Serkan Köybaşı – Araştırma makalesi http://anayasader.org/wp-content/uploads/2020/04/K%C3%B6yba%C5%9F%C4%B1-AYHD-14.pdf
  2. Hayvanları Koruma Kanunu– Kanun No.5199  https://www5.tbmm.gov.tr/kanunlar/k5199.html
  3. Avrupa Birliği Sivil Düşün Haber Arşivi - https://www.sivildusun.net/avrupada-hayvan-haklari-tarih-seridi/
  4. Resmi Gazete No.7332
  5. Üsküdar Belediyesi Hayvan Hakları Evrensel Beyannamesi https://www.uskudar.bel.tr/tr/hayvanbarinagi/pages/hayvan-haklari-evrensel-beyannamesi/366

Legal Consultancy : +90 (212) 465 79 50